Bu Blogda Ara

TRAFİK


weather

GRUBUMUZA KAYDOLMAK İÇİN;

E-posta: Mail adresinizi yazın ve KAYIT OL sekmesini tıklayın.Adresinize gelen doğrulama koduna tıklayın. Bizdesiniz :)

30 Aralık 2009 Çarşamba

ASK


O Y K U

Mevlana der ki.


Okumaktan zarar gelmez, oku, ama Lanet okuma!
Emek ver, kulak ver, ama hiç bir zaman Boş verme!

Rakibini geç, sınıfını geç, ama hiç bir zaman Gülüp geçme!

Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama, hiç bir zaman Yerinde sayma!

Yaklaş, konuş, tanış, ama Uzaklaşma!

Hedefe koş, serhada koş, yardıma koş, ama Ortak koşma!

Paranı ver, gönlünü ver, canını ver, ama Sırrını verme!

Elini aç, gözünü aç, kalbini aç, ama zını açma!

Zulmü devir, nefsi devir, ama Can devirme!

Ev al, araba al, akıl al, ama Beddua alma!

Eşini sev, işini beğen, aşını beğen, ama Kendini beğenme!

Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama İhanet etme!

Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol, ama Bölücü olma!

Ne yap, ne yapma, itil, atıl, ama Satılma!

Seslen, uslan, ama Yaslanma!

Doğrul, devril, ama Eğilme!


MEVLANA

lale sorgun

29 Aralık 2009 Salı

KOTA NEDEN DOLAR ?

Kotalı ADSL kullanıcılarının en büyük şikayetlerinden ya da sorunlarından biri kotanın nedensiz yere dolup, taşmasıdır. Eğer siz de “Neden kotam bu kadar çabuk doluyor” diyenlerdenseniz, bu yazıyı dikkatli okumalısınız. Belki size ekstra kota sağlamayacak, ama kotanızın neden dolduğunu öğrenmenize katkı sağlayacak.
ADSL kullanıcılarının çoğu interneti genellikle; gazete okumak, haberleri takip etmek, alanlarıyla ilgili araştırma yapmak için kullanırlar. Türkiye’de bu kişilerin hemen hepsi de kotalı ADSL kullanmaktadır. Mevcut kotanın bu işleri yapmakla dolması neredeyse imkansızdır. Eğer ben de bunları yapıyorum ama kotam yine de doluyor diyorsanız, bir de aşağıdaki listede yazdıklarıma bakın. Bunlardan bir ya da birkaçı sizde de varsa, kotanızın dolmaması mümkün değil.

MSN’de görüntülü ve sesli görüşme yapıyor musunuz?
Ne yazık ki çoğu kimse MSN’deki görüntülü sohbetin ne kadar kota yediğinin farkında değil. Görüntülü sohbet sırasında saniyede 64 Kbit veri alışı olmakta. Eğer günde 1 saat görüntülü sohbet yapıyorsanız, bunun maliyeti aylık yaklaşık 850 MB’dir.
Youtube’da video izlemeye bayılıyor musunuz?
Hayatımıza girdiğinden beri bağımlılık yapan (en azından benim için) Youtube ne yazık ki tam bir kota düşmanı. Eğer günde 5 dakikalık 10 video izliyorsanız, sıkı durun, bunun maliyeti aylık tam 3 GB. Çünkü Youtube’daki 5 dakikalık bir video kotanıza 10 MB olarak yansıyor. Başka sitelerden izlediğiniz videoları da buna ekleyebilirsiniz, örneğin MetaCafe, MyNet ve haber sitelerindekileri.
İnternet üzerinden radyo ya da TV izlemek hobiniz mi?
İnternette birçok TV ve radyo yayını bulunmakta bunları izlediğinizde ya da dinlediğinizde kotanız büyük bir hızla eriyor olacaktır. Düzgün bir radyo yayını genellikle 64 Kbit üzerinden TV yayını ise en az 256 Kbit üzerinden yapılmaktadır. Bunun anlamı 1 saatlik kullanımda radyo 28 MB, TV ise 115 MB kotanızdan çalıyor demektir.
Bilgisayarınızda iyi bir Anti-virüs ve Anti-Spy programı var mı?
Bu programlar da ne diyorsanız, bence hemen öğrenin. Bilgisayarına bulaşmış olan bir virüs ya da casus yazılım, arka planda bağlantınızı kullanıyor olabilir ve sürekli bir yerlerden bir şeyler indiriyor olabilir. Eğer durup dururken internet bağlantı simgesi sürekli işlem yapıyor görünüyorsa bir şeyler ters gidiyor olabilir. Hemen bir AV ve AS ile sisteminiz taratmalısınız.
Güncellemeler kontrol altında mı?
Windows ya da bilgisayarınızda kurulu olan programların bazıları internet üzerinden kendilerini güncellemek isterler. Genellikle bu özellikleri aktif olur ve kullanıcıyı çoğu zaman uyarmadan bazen de güncellemeleri indirdikten sonra uyararak güncelleme işlemini yapabilirler. Benim tavsiyem başta Windows’un olmak üzere kullandığınız programların (belki AV’leri bunun dışında tutabiliriz) güncelleme özelliklerini manuel’e (elleye) getirmenizdir.
Kablosuz modeminizin güvenliği güven de mi?
Siz de kablosuz modem kullananlardan mısınız? Peki modeminizin güvenlik ayarlarını yaptınız mı? Yapmadıysanız çok büyük bir tehlike altında olabileceğinizi biliyor musunuz? Bağlantı hırsızı komşunuz, sizden habersiz kablosuz bağlantınızı kullanıyor olabilir. Forumlarda bununla ilgili birçok mesaja rastlayabilir, kablosuz modemleri aramak için programlara ulaşabilirsiniz. Tehlike sadece kablosuz modem vasıtasıyla bağlantınızın kullanılıp, kotanızın dolması değildir. Esas tehlike, bu bağlantı üzerinden suç işlenmesidir. Bilişim suçlarının çoğu IP adresi ile tespit edilmektedir. Sizin modeminiz üzerinden yapılan bütün bağlantı ve işlemlerden siz sorumlusunuz. Bu nedenlerden mutlaka en kısa zamanda anlayan birinden yardım alıp, kablosuz modeminizin güvenlik ayarlarını yaptırınız.
Download yaparken indirdiğiniz dosyaların boyutlarını kontrol edin
Bir dakikalık bir mp3 dosyası 1 MB, bir dakikalık ham video dosyası 10 MB, DivX formatında bir film 700 MB, yüksek çözünürlüklü bir BMP resim dosyası 1 MB, JPEG resim dosyası 100-200 KB yer kaplar. Bu miktarları göz önüne alarak, indirdiklerinizin toplam boyutlarını hesaplamalı, indirme işlemine onay vermeden önce de boyutlarını kontrol etmelisiniz?
Kullandığınız kota miktarını ay sonunda mı kontrol ediyorsunuz?
Kotanızı sık sık kontrol etmek, olası olumsuz durumları zamanında tespit edip, çözüm üretmenize yardım edecektir. Bu işlem için Telekom’un adslkota.ttnet.net.tr adresini kullanabileceğiniz gibi ücretsiz kota kontrol programlarını da (ey DSL) kullanabilirsiniz.
Şunu kesinlikle unutmayın, açtığınız her internet sayfası, indirdiğiniz her dosya, izlediğiniz her video, resim, dinlediğiniz her müzik kotanızdan belli bir miktar götürmektedir. Kotanızı doldurmamak için her şeyi dengeli kullanmalı ve kota kullanımınızı sürekli kontrol altında tutmalısınız.
Kaynak : http://www.yakupgovler.com/

DOBRA2005

28 Aralık 2009 Pazartesi

27 Aralık 2009 Pazar

KADINLARDA EŞCİNSELLİK-LEZBİYENLİK

Erkeklerde eşcinselliğin ciddi araştırmalara konu olmasına karşılık, kadınlarda eşcinselliğin buna oranla nerdeyse önemsiz bir biçim olarak görülmesi şaşırtıcıdır. Toplum genel olarak, bu görüşü benimser görünmekte ve sevici kadınlara eşcinsel erkeklere oranla daha hoşgörülü davranmaktadır. Cinsellik bilimi uzmanları, romancılar, v.b. bu konuda oldukça sessiz kalmakta ve konuyu büyük bir temkinlilikle ele almaktadırlar. Bütün bunlar, kimsenin kadınlar arasındaki cinsel ilişkilerin «gerçekliğine» inanmak istemediğini düşündürmektedir. Bunda, eşcinsel kadınların cinsel etkinlikleri konusunda konuşmamalarının ve bu konuda yazmak isteyenlerin genellikle yeterli bilgiden yoksun olmalarının etkisi büyüktür. Bu yüzden, dünyanın her yanında ve tarihin her döneminde erkeklerdeki eşcinsellik gibi yaygın olan kadın eşcinselliğinin ruhsal mekanizmaları konusunda pek az şey bilinmektedir.

Kadınlarda eşcinselliğin 2 biçimi

Eşcinsel erkekler gibi, eşcinsel kadınlar da 2 tipe ayrılır. Birinci tip, görünüşte iyice erkeksi olan kadınlardır.’ Bedenleri bile, giyecekleriyle daha belirgin kıldıkları, erkek özelliklen taşır. Erkek kişiliğinde, davranışlarmdadırlar; erkeklerin hoşlandıkları şeylerden hoşlanırlar; spor yapar, erkeklerle birlikte olabilecekleri, eşit sayılabilecekleri meslekler seçerler. Öte yandan, buyrukları altında başka kadınlar olmasından hoşlanırlar ve onlara yumuşak davranırlar; ama tıpkı erkekler gibi, onların gönüllerini çalma, onlardan yararlanma fırsatları ararlar. Kısacası, kafaca ve yaşam biçimleriyle, erkekliği kabul etmiş gibidirler. Bu davranış onlar bakımından, çevreyi kışkırtma aracı olmaktan çok, benimsemeyi seçtikleri durumun açıklanmasıdır. Kuşkusuz, erkeksi davranışlı her kadının sevici olduğu sanılmamalıdır. Aynı biçimde, çok kadınsı bir görünüş içinde son derece erkeksi kişilikli bir eşcinsel kadın da bulunabilir. Bu birinci tipe uyan eşcinsel kadınlar, genellikle her türlü analık içgüdüsünden yoksundur; çocukları sevmezler ve yarı örtülü ya da açık olarak, doğum, gebelik ve bebeklerle ilgili her şeye derin,bir tiksinme duyduklarını söylerler. Bu tiksinme, genellikle oldukça ağrılı geçen âdet kanamasına uzanır. Emzirme sahnesi bu kadınlar için katlanılmaz bir şeydir; ama tersine, göğüslerinden utanmalarına çok ender raslanır. Annelik içgüdüsü körelmesinin, cinsel sapmayla aynı nedenlere dayandığı sanılmaktadır.
İkinci tipteki eşcinsel kadınların, normal kadınlardan hiç bir farkı yoktur; her yönden ötekilere benzeyen, yalnızca başka kadınlarda az ya da çok dışa vurulan bir cinsel çekicilik bulan kadınlar sözkonusudur. Bu eğilim, karşı cinsten kişilerle ilişkiler kurulduktan sonra genellikle yiter; ama bazen sürer ve kadınların uzun ve yumuşak okşamalarını yeğleyip erkeklerin sertliğinden ve kabalığından tiksinti duyma biçimini alabilir.

Kadınlarda eşcinselliğin ruhsal mekanizmaları

Sonuçlarsak, kadınlarda her tip eşcinselliğin ortak özelliği, cinsel ilişki aracı olarak erkeklerden tiksinme ve kendi cinslerine ilgi duymadır. Erkeklere karşı bu tepki’ne kadar çok olursa olsun, karşı cinsle ilişkiden korkmaya ya da bu tür ilişkiye yanaşmamaya yolaçmaz. Birçok eşcinsel kadın, evliliği ya da kendilerine bir erkek sevgili bulmayı denemekte, bu durumdan hiç bir doyum elde edememekte, ama kadın cinsine özgü bir boyun eğmeyle ilişkiyi sürdürmektedir. Kadınlarda eşcinselliğin aile yapısı içindeki gelişmesini anlamak çok güçtür ve hiç bir genel kurala uyduğu sanılmamaktadır.

hastamıyım.com/serdarhan

SADECE ERKEKLER :) Male.

Erkek gerçekleri... Erkekler dış görünüşlerine kadınlardan daha az
dikkat eder gibi görünürler; ama gerçek hiç de öyle değil.

Pek konuda erkekler sanıldığının aksi şekilde hareket ediyorlar. Amerika''da
yapılan istatistiklere göre derlediğimiz sayısal değerlere şaşıracaksınız...

*1. İzlemeyi seviyorlar. *
Erkeklerin yüzde 70''i öpüşürken gözlerini açıyor.

*2. Hâlâ bekar olanlar var. *
25 ve 34 yaşları arasında 5 erkekten 3''ü bekar. Her erkeğin evlenmeden önce
ortalama olarak 10 seks partneri oluyor.

*3. Kim üstte? *
Yaşları 25 ile 45 arasındaki erkeklerin yüzde 45''i kadınların üstte olduğu
pozisyondan hoşlanıyor. Yüzde 37''si anal seksi tercih ediyor. Yüzde 17''si
ise; misyoner pozisyonunu uyguluyor.

*4. Etkilemek için giyiniyorlar. *
Yaşları 18 ile 49 arasında değişen erkeklerin yüzde 59''u kız arkadaşlarını
etkilemek için giyimine özen gösteriyor. Erkeklerin yüzde 57''si dış
görünüşlerini beğeniyor, yüzde 17''si ise; dış görünüşleri hakkında kendi
kendilerine "Acaba şişmanlıyor muyum?" diye soruyor.

*5. İç çamaşır giyiyorlar mı?*
Erkeklerin yüzde 67,5''u külot giyiyor. Yüzde 26,1''i ise; boxer giymeyi
tercih ediyor. İçlerine hiçbir şey giymeyenler ise yüzde 6,4.

*6. Dudak meraklıları.*
Erkeklerin yüzde 83''ü kadınlarda en seksi buldukları yerin dudaklar olduğunu
söylüyor.

*7. Kadınları seçiyorlar. *
Erkeklerin yüzde 83''ü bir kadın başbakana oy vereceğini söylüyor.

*8. Erkekler de ağlıyor.*
Yaşları 18 ile 35 arasında değişen erkeklerin yüzde 73''ü ağladıktan sonra
rahatlıyor.

*9. Orgazm taklidi yapıyorlar. *
Yaşları 25 ile 45 arasında değişen evli erkeklerin yüzde 17''si orgazm
taklidi yapıyor.

*10. Ameliyat, neden olmasın? *
Erkeklerin yüzde 33''ü eğer bedava olsaydı cinsel organlarını büyütme
operasyonu yaptırabileceklerini söylüyor.

*11. Araba kullanırken... *
Erkeklerin yüzde 69''u kadınlardan daha iyi ve güvenli araba kullandıklarını
düşünüyor. Erkeklerin yüzde 23''ü araba kullanırken burunlarını karıştırıyor
ve yüzde 71''i kaybolunca kimseye yön sormuyor.

*12. Koltuklarını indiriyorlar. *
Erkeklerin yarısına yakını arabada sevişirken koltuklarını indiriyor.

*13. Kadınlar önce... *
Yaşları 25 ile 45 arasında değişen erkeklerin yüzde 63''ü partnerleri orgazm
olmazsa, kendilerinin de olmadığını itiraf ediyor.

*14. İsterseniz sayabilirsiniz. *
Erkekler orgazm olmadan önce 60 ya da 120 kere hareket ediyor.

*15. Uzaya yolculuk. *
Erkeklerin yüzde 42''si uzaya gitmeyi düşünüyor.

yiğit bulut

Mutluluk..(felicity)

İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş...
Hep şikayetçi hep bıkkınmış...
Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler...
Saklayalım zor bulunsun...
Zor buldukları için belki kıymetini bilirler diyerek başlamışlar tartışmaya...


Sorun büyükmüş...
Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü...


Kimisi:
''''Everest''in tepesine saklayalım''''demiş.kimisi:
''''Atlas okyanusu''nun dibine''''demiş.
Tac Mahal''in kubbesi,Mekke sokakları,İtalyan sofrası...
Bir hastanenin yenidoğan odası,dondurma külahı,şarap şişesi...
Sigara paketi,lale bahçesi...


Pek çok yer düşünmüşler ama hiç biri yeterince zor gelmemiş...
Derken meleklerden biri:


''''İÇLERİNE SAKLAYALIM''''demiş...
''''Kimsenin aklına gelmez içine bakmak!!!.
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış...


Hiç bir mutluluk kolay gelmiyor.Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü...
Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk...
Ne başkasının ekmeğinde,ne bakasının evinde,ne de başka bir şeyde...
Bu yüzden gözünüz hep içeride olsun...
Siz dışını boş verin, içine bakın...
Alıntı.

yiğit bulut

26 Aralık 2009 Cumartesi

TÜRK PİLOTLARI

TÜRK PİLOTLARININ ÜSTALIĞININ RESMİDİR.

★•´¯`•♥ E L İ F ♥•´¯`•★

İĞRENÇ ESPRİLER DEMETİ


* Yerin kulagi var derler... Benim de kulagim var... Peki ben yer miyim?....
Hayir yemem!


* Iyi, sen kamyonu al, leonardo da vinci!


* Ben yürüyelim diyorum Jerar depar diyo.


* Celin Dion baska bisey demiyon.


* Yeni bir ruj çikmis...valla Christian diyor


* Elisabeth Arden neden hamile kalmis?...çünkü Max Faktör


* Heykel!!! sacin dökülmüs...

-Abi bizim ali''yi gordun mu?
-Hangi ali?
-sehirler arasi otobus terminali.

-Cocuklar konu ile ilgili soru sorun bakalim!
-Kim sorsun?
-Gillette sensor

-Abi sana büdünün selami var.
-Hangi büdü?
-Iyyakenabüdü...

Osmanlilar yemegi surekli suyuna banarak yerlermis,
surekli bana bana kollarinda bi kas olusmus.
Bu kasin ismi nedir?
Osmanli Bankasi

Adamin biri gokdelenin tepesinden atliyacakmis
altindan bir sey gecmis atlamamis. Ne gecmis?
Vazgecmis
Peki iki kisi atliycakmis; atlamamislar neden?
Were gecmis

Aykut gol atamayinca ne der?
-I couldn''t.

Bosluktaki file ne denir?
Fill in the blanks

Londra''da kar yagarsa Ankara''da ne yagar?
Araba

Adamin biri gece bilgisayar bassinda uyuyakalmis
hasta olmus neden?
Windows acik kalmis

duspenceresi

25 Aralık 2009 Cuma

KÜLTÜREL RENKLERİMİZ



★•´¯`•♥ E L İ F ♥•´¯`•★ ★

MANZARA RESMİ


*L*I*M*O*N*

EVLI ADAMIN KEYFI:)))))


34 yıllık evliyim,
düğün videomuzu TERSTEN oynattıkça inanın mest oluyorum... En sevdiğim yer neresi mi?..
Karım nikah yüzüğünü parmağından çıkarıyor, nikah salonunda geri geri gidip kapıda bir arabaya binip caddelerde kaybolmuyor mu keyiften çıldırıyorum!..”
gonul

TIBBET - RAHMET SUYU :)

KUTSAL TÜKÜRÜK :)

Şeyda

E L İ F 'T E NNN SEVGİLERR


★•´¯`•♥ E L İ F ♥•´¯`•★

ADI AŞK



Bazensıcak bir gülüştür....
Adı Aşk Bazende;
yüzümüzde olmasına karşın her daimbakarken aynaya kendimizde göremediğimiz derin çizgilerdir....AŞK
VE
Meali bakışlardaki gizdir.
Bakıpta gör!(e)memekgörüpte bak!(a)mamaktır.




Dudaklarda hapis olmuş üç harfli sessiz kelimenin kaçış serüvenidir.
Anlamsızlığın ortasındaen derin anlamdır belkide...
anlayana...
Anlamlandırabilmek için bir nebzenefes çabalayabilme arzusudur...
Kocaman bir adamın yüreğinde atançocuk kalbidir.AŞK...


Adı evvellerden konulan...benimsehalen...ve daha kimbilir ne zaman çözebileceğim İKİ bilinmeyenli bir denklemdir....


ADI:AŞK fakat...soyadı.......

melike

Haydi Sev Beni.


Haydi Sev Beni!
Haydi sev beni, özlemlerle yaşayalım,


Paylaşalım neşemizi ve kederimizi.
Bazen gülelim bazen de ağlayalım,

Ölüm gelmeden de nokta koymayalım.
Haydi sev beni, sevgini tadayım,
Yaz sıcaklığında ve kış ortasında.
Her ne kadar uzaklarda olsan da,

Seni bir an göz ucundan ayırmayayım.
Haydi sev beni, hayaller kuralım,
Dar gelsin bu dünya bize.
Seni fildişi kuleye koyayım

Bense bir köle, emrine amade..
Haydi sev beni, sana şiirler yazayım,
Haram edeyim geceleri kendime.
Mısralarda dağı dağa kavuşturayım,

Pranga vurayım sevgi sözcüklerine..
Haydi sev beni, özlemlerle yaşayalım,
Paylaşalım neşemizi ve kederimizi.
Bazen gülelim bazen de ağlayalım,
Ölüm gelmeden de nokta koymayalım...
belirsiz....

ÇOK ROMANTİKİM :)


CİDDİYE ALMAYIN ŞAKA :)

AŞK MI ?

Kaç ölüm var içinde?
Sonun başlangıcına el değmeden büyüttüğün
Sözün mahreminde ıslatıp gözyaşlarını,
Göğsüne kaç ağıt düşürdün?
Bunca yaranın koynuna, durulmaz kanamışlıklar serpmiştin, cömertçe...
Ömrün kaçıncı nefesi üflüyor gözlerinde?


Toprağa karışan bu sureti kim yıkar, kim aklar?
Bu, sığındığın zavallı yürekle, bilinmez koynunda kaçıncı soğuk.
Hangi can, içinde sana yabancı?
Fazla gelen ömrünün hangi hazanı?
Küskün hüzünler düşmüş alnına,kırgınlıkların kırk kat?
Bu derme çatma tebessüm, bunca yaraya fazla...
Kaç ölüm var içinde?

Anlamsız bakışlar eskitmiş dört bir yanı,
Her yerde bir unutulmuşluk var can çekişen.
Merhametinden arta kalan bu sancıda, kimin gözleri, ellerinde üşüyen.
Titrek avuntular yetişmez soluğuna, kesik bir düş ardına sakladığın..
Kan sızar gözlerinden karanlık geceye;
Söyle kaç ölüm var içinde?
Kaçıncı mezarına doldu umutlar.
Ayakların düştü içindeki boşluğa, tutunamadı yüreğin…
Hangi yoldu içinde tükenip de, bir adım bile atamadığın?

Zamanın gizlerine hasretler mi sakladın.
Suskun cümleler akıttı gözlerin,ayaklarına zincirler vurdu hazan..
Bir sustun, bir ağladın !
Kendi derinliğine sürükledin tüm sesleri.
Susturup hepsini, bırakıp geride her şeyi, usul usul öldürdün.
Kaç ölüm var içinde?
Koparıp attığın bu kaçıncı his kaybı?
Eskimiş yüzünde solgun düşler var,
Dışında renksizliğine avuntu bir bahar…
Şimdi yürümek vakti sehere; güçsüzüm, dizlerimde yara bere.
Soluksuz bir kentin içine düştün, ıssız duvarlar gözlerinde uzuyor.
Bunca ceset arasından bul şimdi kendini, topla içinin parçalarını.
Unut kırılmış aynalarda dağılmış adını…

Kaç ölüm var içinde?

Ve sen hangisinde saklısın?
Hangisine adınla başlattığım ağıtlar yakarsın...

SEN AŞK NEDİR BİLİRMİSİN ?

Sen Aşk Nedir Bilir Misin?
Sevgiler vardır hani hiç bitmeyen, yaşandıkça arkası gelen. Mutluluğun ta kendisidir hani, hiç eksilmeyen. Bir narin çiçek gibidir her gün yeniden yeşeren. Bilir misin bir de hani ulaşılamayan sevgiler vardır, hiç sulanmadan, hiç güneş yüzü görmeden büyüyen çiçeklere benzerler. Dilin varmaz hani bu büyük aşkı içinden atıp haykırmaya, ellerin varmaz hani gidip onun elinden tutmaya. Sadece gözlerin vardır senin bu aşkını anlatan, bir yalan söylemeyen onlardır, yada derdini gizleyemeyen.

Elinden kurtulup uçan bir kuşa benzer aşk, bazense elinde çok tutup öldürdüğün bir kuşa. Ötüşü mutlu eder seni günün her saati, neşe sacar senin yaşamına. En yorgun oldugun bazı sabahlar bile uyandırır belki seni. Ama ne hoştur onunla uyanmak, ne hoştur ona yakın olmak. Belki de uçup kaçırmaktan korkuyorsun ona aşkını söyleyince, o güzelliği biraz daha seyredeyim istiyorsun onu uçurmadan. Ama bir sabah olur ki uyanamamışsındır onun sesiyle, pencereye çıkıp puslu gözlerle aramışsındır. Biraz sonra gelirdi nasılsa önemli değil. Beklemeler devam eder pencere önünde, ama hava artık kararmıştır .


Onu görmeden gelen bir gece ne kadar da hüzünlüymüş meğer. Ertesi sabah yine bir hüzünle uyanırsın, yoksa seni terk mi etmişti, hem de onca aşkına rağmen. Şimdi ondan ne bir haber kalmıştır ne de bir başka iz, kalakalmışsındır ondaki o büyük aşkla. Halbuki tam onun gittiği gün tüm cedaretini toplayıp onu sevdiğini söylemeyecek, Ona olan aşkını yüzüne haykırmayacak mıydın?


Günlerden bir gün o kuşa yine denk gelirsin. Ama her zamanki cıvıl cıvıl öten kuş değildir artık O. Ağlamak istersin hani ağlayamaz, dokunmak istersin hani dokunamazsın. Tüm ateşini atarsın içine, onca sevgini hapsetmeye çalışırsın bedenine. Ama artık aşkını Ona anlatmanın da faydası yoktur, Ona delice yanmanın da. Çünkü o kuş artık başkalarının elinde, başkalarının kafesindedir, ve bir daha da senin olmayacaktır.

KİM NEREDEN GELMİŞ

free counters